Salı, Temmuz 09, 2013

Karen Marie Moning - Sisli Dağların Ötesinde (Yorum)



Orjinal Adı: Beyond the Highland Mist
Seri Bilgisi: Highlander #1
GoodReads Puanı: 4.00
Türkçe Yayın: Epsilon Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 400
Çevirmen: Eren Abaka




Yorumum:

Zamanda Yolculuk. Hım hem de 1500 İskoçya'sına. Ne güzel konu, ne büyük beklenti. Sonuç fısssss.

Evet, evet bu kitapla ilgili kötü yorumdan çok iyi yorum okudum. Ama sonuçta bende olumsuz düşünenler kervanındayım. Hey n'aber? Bir yerden tanıdık geliyorsun? Sende mi beğenmedin bu kitabı. Hımmmm.

Kitap çok güzel başlıyor. Tabi ki zamanda atlamayı, adapte olmayı, bocalamayı verememiş yazar o ayrı. Ama kadın karakter törpüden daha sivri, erkek desen ah Don Juan sanki. İki sözüyle kalbiniz yerinden oynar. Tatlı atışmalar, çalınan öpücükler ne de hoş değil mi? Tüm yetersizliklere rağmen tatlı dille kendine bağlayan bir anlatım. Eee be kardeşim neden böyle devam etmiyorsun peki?

Çok sinirliyim çok. Böyle güzel başlayan bir kitap böyle ilerlememeliydi. Tamam sonu güzeldi kabul ediyorum. Ama ortalarda bir yerde kadına ne olduysa, artık uykusu mu geldi, kendi yazdığına mı sıkıldı bilmiyorum, o güzelim adamı canavar yapmış, o güzelim güçlü kadın karakteri bildiğimiz mıymıntı Judith kızlarına çevirmiş. 

Özellikle Hawk'a içerledim sanırım. Başlarda, hafif ukala tavrına, sanki Aşk Tanrısıymış gibi dolanmasına rağmen sevmiştim. Ama nedense adam bir yerden sonra sapıttı. Hem adil dövüş diyor hem onu seçerse öldürürüm ikisini de diyor. Yuh yani yuh. Kız başkasını da seçemeyecek. Git kendini öldür arkadaşım, kızcağız seni sevmek zorunda mı? Kitabın başındaki adama ne oldu, içine cin mi girdi?

Neyse ki sonunda bir yerde toparladı. Hani baktığın da ahım şahım bir konusu yok. Bildiğimiz İskoçlardan değiller çünkü. Ne savaş gördük, ne klan atışmaları, ne kızın geçmişi iyi aktarılmış. Ama kadında hitabet sanatı hat safhada. O yüzden ilk 150-200 sayfası gayet hoşsa da bir yerden sonra tatlı dili de kurtaramadı. Sıkıldım.

Gördüğüm yorumlarda 4'ten son açıldığı yazıyordu. Umarım öyledir. Yine bu şekilde devam ederse zor gibi görünüyor okumak. En azından kasmadan. 

Zamanda yolculuk konusunda sevgili Rita Hunter yani Zeynep Avcı'nın amatör hikayesi Yağmurla Gelen hikayesi en sevdiğimdir. Ondan sonra da yine amatör hikayeleri bulunan Ember Chainey'nin Zaman Yolcuları serisi gelir. Onları daha çok tavsiye ederim. 


Değerlendirmeme gelirsek:

2.5 / 3 -  Nötrüm, okusan da olur okumasan da...



Alıntılar:

Hawk’ın deyimiyle ‘seçkin muhafızlarına alaycı bir bakış attı. Bacakları açık,
kolları geniş göğüslerinde bağdaştırılmıştı. Yerlerinden oynatılamazmış gibi duran
adamların hepsi nemrut bir ifadeye sahipti ve fizikleri Atlas’ın bile yükünün yarısını
bırakmayı düşünmesini sağlayabilirdi. Böyle adamlar nerede yetişiyor? Gürbüz ve Kaslı Erkekler Çiftliğinde mi? Tiksintiyle burun kıvırdı.





“Senin bir kalbin yok,” dedi Adrienne göğsüne bakarak.
“Doğru,” diye onayladı Hawk. “Onu çaldın. Dün gece sen onu parça parça ederken
önünde acı içinde dikiliyordum”
“Of çekil şuradan”
“Tuhaf deyişlerin var kalbim”
“Kalbin cılız, kara bir ceviz. Kurumuş. Kırışmış.”Adrienne ona bakmayı reddetti.
Hawk güldü. “Kadın, sen beni ömrümün son baharına kadar eğlendireceksin.”


Grimm sırıttı. “Sana çok öfkeli zaten.”
“O mu bana öfkeli?”
“Yatağa gitmek bir yana, onunla evlenemeyecek kadar sarhoştun, şimdiyse Adam’a
beğenerek baktı diye huysuzluk ediyorsun.”
“Beğenerek mi? Kadına bir tabak versen Adam’ı tabağa atıverirdi, onu yerken de
yalanırdı!”
‘Yani?”
“O benim karım.”


* * *

Ona sahip olmak için her şeyini, hatta ruhunu vermeye hazırdı...

Baştan çıkarıcı bir İskoç lordu...

O, savaş meydanındaki ve yatak odasındaki meziyetlerinden dolayı bütün krallıkta Hawk olarak bilinirdi. Hiçbir kadın onun dokunuşuna karşı koyamazdı ama içlerinden biri bile onun kalbine ulaşamamıştı ta ki intikam peşindeki bir peri tarafından günümüz Seattleından Ortaçağın İskoçyasına getirilen Adrienne de Simonea kadar. Ait olmadığı bir yüzyıla hapsolan, fazlasıyla cesur, çok konuşan bu kadın bir 16. yüzyıl çapkını için gerçek bir sınavdı. Hawk ile evliliğe zorlanan Adrienne, onu kendisinden uzak tutacağına yemin etmişti ancak yakışıklı lordun tatlı baştan çıkarışı yeminini bozmasına sebep olacaktı.

Zamanda tutsak olmuş bir yabancı...

Adriennein kusursuz dudaklarında zampara lord için kusursuz bir hayır cevabı vardı ama Hawk, ona adını tutkuyla söyleteceğine ve onu arzuyla yalvartacağına dair ant içmişti. Ne farklı zamanlardan gelmeleri ne de aralarındaki mesafe onun aşkını kazanmasına mani olacaktı. Adrienne tutkulu kalbinin telkinlerine uymak konusunda tereddüt etse de tüm çekinceleri Hawkın kararlılığı karşısında eriyip gidecekti...

2 yorum:

  1. Haha ben daha okumamistim
    Boylede yazinca sira gelir mi allah bilir?
    O kadar mi kotu ya :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tüh sen okudun sanıyordum :D Ya yok fena değil bak gerçekten :D İlk kısımlar falan güzeldi mesela. Ablamın tavsiyesiyle okudum diyim sen anla :D

      Sil

Yorum bıraktığınız için teşekkürler. En kısa sürede döneceğim (: